Doğarsın
Bilmediğin bir coğrafya sorusunun şıklarında,
Meridyenden ırak, enlemden habersiz,
Harita üzerinde tıknaz bir noktada,
Doğarsın…
O an’ı hiçbir zaman hatırlamazsın ama,
Mutluluğun peşinde koşacağın hayata,
Ağlayarak başlarsın,
Herkes mutlu olur…
Sadece bir canın kanatlanması değildir “o”
Aldığın her soluğun, kaç ciğerde nefes olacağını,
Kaç tanesini,
Dudaklarının kırmızısına boyayacağını bilmeden,
Doğarsın…
Kirpiklerinle fırçalanıp
Mevsimleri çarkıfelek eden gözlerin,
Yüzünün,
Çöle damla olan yağmur hasreti,
Göreni kaç kez daha hayrette bırakacağını bilmeden,
Doğarsın…
Çaresi kendi olan bir dert gibi,
Saçının tacı da olur,
Gözlerin bağı da,
Ondan türeyen eylemsi bir cümle de sanki
Takısını arayan,
Yalın halde öylece bekleyen,
İsmimin sen hali belki de…
Güneş doğar,
Gün doğar,
Şans doğar,
İnsan doğar,
Ki doğmak,
İstemsiz bir eylemdir,
Ama seni parça başı anlatmaya,
Pervane olup dönse yetemez,
Çekimlenemeyen imkânsızlık kipisin dilimin…