Mışıl Mışıl Uyusun Gözbebeğin
Basmahane garına yanaşan Karesi Ekspresi kadar yorgun,
Alınganlıktan hayli alacaklı,
Seni kendine fısıldayan bir adamı karşıladın, iki elin açık sallanırken.
Taze rüzgâra kapılmış dalgalı bir bayrak aklım,
Çekilen dişin yerine dilin değdiği kadar uğrak, seni düşünmek yok mu?
İçimde bu eylül sıkıntısı,
Takvimler ağaç gibi dökse sayfalarını,
Saatler de bir çocuk telaşı ile koştursa.
Bir kahır gibi göğsüme çöreklenen bir vardiya telaşı bitse.
Çatık kaşlarıyla bu gökyüzü ne yapacaksa,
Azarlar gibi yağsa artık bastığımız her yere.
Saklanmaya bir sebep, yanaklarımıza bir örtü olsa.
Aynı yerde ve aynı saatte,
Gözbebeğimin tam içinde olsan yine, uyandırmadan.
Hakan Susuz